İsrail’in Refah harekâtı yoğun çatışmalarla devam ederken ülke ciddi bir politik krizle karşı karşıya. Netanyahu’nun yönettiği koalisyon içindeki fikir ayrılıkları Gazze’nin geleceği ve Lübnan meselesi üzerinde derinleşti.
Koalisyonun radikal ortaklarından Itamar Ben-Gvir, Gazze’nin Filistinlilerden arındırılmasını, etnik temizlik sonrası yerlerine İsrailli yerleşimcilerin gelmesini ve yeni kentler kurulmasını talep ediyor. Ben-Gvir Hamas’la ateşkes olması halinde Netanyahu’yu koalisyondan çekilmekle tehdit ediyor.
KOALİSYON SALLANTIDA
Tabii Netanyahu’nun koalisyonunu tehdit eden tek üye Ben-Gvir değil. Netanyahu’nun en ciddi rakibi ve koalisyon üyesi Benny Gantz da benzer tehditlerde bulundu. Ancak, Ben-Gvir’in aksine Gantz’ın asıl şikayeti Gazze’nin savaş sonrası yönetiminin nasıl olacağı konusunda bir yol haritasının bulunmamasıydı. Tahmin edilenin aksine, Gantz’ın bu çıkışı İsrail kamuoyunda destek yerine tepki gördü. İsrail’in Daily Maariv gazetesine göre, Gantz’ın koalisyondan çekilme çıkışı sonrası yapılan anketlerde, Gantz’ın liderliğini yaptığı Ulusal Birlik Partisi’nin İsrail Parlamentosu olan Knesset’te 16 sandalye kaybettiği ortaya çıktı.
Gantz, belirli bir plan olmadığı takdirde 8 Haziran’da koalisyondan çekileceğini belirtmişti. Benny Gantz 7 Ekim saldırısından önce hükümetin parçası değildi. Saldırı sonrası savaş kabinesine dahil oldu. Aylar boyunca yapılan anketler, Gantz’ın Netanyahu’yu geçtiği yönündeydi. Mayıs 2024’e gelindiğinde Netanyahu yüzde 36 oya çıkarken Gantz yüzde 30’a geriledi. Gantz’ın Ulusal Birlik Partisi, koalisyona ilk katıldığında Netanyahu’nun yüzde 27’sine karşı yüzde 45’lik bir farkla öne geçmişti.
LÜBNAN HAREKATI KAPIDA
Ancak konu Hizbullah olduğunda Savunma Bakanı Yoav Gallant, Itamar Ben-Gvir ya da Benny Gantz’ın hepsi olası bir operasyona sıcak baktıklarını söyledi. Savunma Bakanı Gallant bunun bir zorunluluk olduğunu bile dile getirdi. Geçtiğimiz haftalarda Hizbullah, İsrail’in kuzeyine yaptığı saldırıları arttırdı.Hatta bir demir kubbe bataryası vurduğu görüntüleri paylaştı. 7 Ekim’den bu yana düşük yoğunlukta devam eden çatışmalar sonucu İsrail’in kuzeyindeki yerleşim yerlerinde yaşayan siviller, güneydeki mülteci kamplarına alındı.
Ancak İsrail’in önünde Lübnan harekatını zorlaştıran çeşitli sebepler var. Bunların başında doğal olarak bir türlü sonu gelmeyen Gazze operasyonu yatıyor. İsrail, yerleşim yerlerinin çoğunlukta olduğu Gazze’nin kuzeyini Hamas’tan temizlediğini iddia etse de çekildiği bölgelere tekrardan girerek operasyonlar yapmak zorunda kaldı. Dahası, bir çok Batılı yetkili Hamas’ın tünellerinin ve askeri kuvvetinin hala aktif olduğunu söylüyor. Bu durumda gücü azalsa bile Netanyahu’nun koyduğu ana hedef olan Hamas’ın tamamen yok edilmesi pek olası gözükmüyor. İsrail ise böyle bir durumda iki cephede savaş götürmek istemiyor. Bu nedenle, Gazze harekatı ateşkesle ya da “zaferle” sonuçlanmadan başka bir cephe açmak istemeyecektir.
Lübnan harekatını zorlaştıran ikinci büyük sebep ise ABD’nin baskısı. Biden hükümeti, İsrail’in yaptığı katliamların bedelini ABD’deki Müslümanların oylarını kaybederek ödüyor. 5 Kasım’da yapılacak ABD seçimlerine az kala, İsrail’in yeni bir “maceraya” atılması Biden’ın düşük olan şansını daha da azaltacaktır. Bu nedenle Biden, önümüzdeki haftalarda operasyonun gerçekleşmemesi adına baskı yapmaya devam edebilir.
Son sebep ise İsrail’in Lübnan’daki şeceresi. İsrail, Hizbullah’a karşı geçmişte yaptığı harekatlarda başarılı olamadı. Hizbullah militanlarının eğitimi ve Suriye İç Savaşı’nda da edindikleri deneyim, İsrail’in bölgedeki olası operasyonlarını zorlaştıracaktır. Ayrıca Hamas’ın aksine İran’ın Ortadoğu’daki tüm vekil güçleriyle bağlantılı olacak bir lojistik ağı da bulunacaktır. Times of Israel’in 2021’deki haberinde, 2006’da İsrail’le yapılan çatışmalar sonrası Hizbullah’ın 25 ila 50 bin kadar militanının bulunduğu ancak Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’a göre bu sayının bugünlerde 100 bini geçebileceği iddia edilmişti.
Özetle, İsrail’i Hamas’tan çok daha zorlu, daha fazla desteklenen ve daha eğitimli bir düşman bekliyor. Operasyonu başlatması halinde İsrail tarafı yoğun kayıplar verebilir. Normal şartlarda “zayiat fobik” olarak tanımlanan bir ordu olmasına rağmen İsrail ordusu, 7 Ekim’den sonra politik kararlar alırken zayiat verme korkusunu nispeten aştı. Bu da operasyonun yakın zamanda gerçekleşebileceği izlenimini arttırıyor.